"Öğretmen Eğitimi Dijital Ekosistemi" Projesi Tanıtım Programı'na katılan Bakan Tekin burada yaptığı konuşmada İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na yönelik saldırısını kınayarak, eğitimin de en önemli işlevinin temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı, barış ve demokrasinin egemen kılındığı bir dünya oluşturmak olduğunu söyledi.
Bu konudaki temel görevin dünyanın her tarafındaki eğitimcilere düştüğünü dile getiren Tekin, "Bugün dünyanın neresinde olursa olsun bir insan hakkı ihlali varsa, savaş yapmayı ve başkasının hakkını ihlal etmeyi kendisine hak gören bir zalim varsa kuşkusuz bunda biz eğitimcilerin payı var." diye konuştu.
Tekin, eğitimle ilgilenen yerel ya da uluslararası otoritelerin çalışmalarının merkezine barış, demokrasi ve insan haklarının egemen olduğu bir dünya hedefini koyması hâlinde dünyada vahşet ve soykırım yapan siyasetçilerin olmayacağını ifade etti.
Bakan Yusuf Tekin, "İnsanların eğitimlerini, insan haklarının, barışın ve demokrasinin egemen olduğu bir dünya için yapmak durumundayız." dedi.
Tekin, dünyanın her yerinde geçerliliği kabul edilen evrensel insan hakları metinlerine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Dünyada bugün aramızda bulunan UNICEF ve Avrupa Birliği (AB) gibi insan haklarını ve demokrasiyi egemen kılmaya çalışan uluslararası örgütler var. Anlamakta zorlandığım şey şu: Neden insan hakları evrensel metinleri ve insan haklarını korumakla mükellef uluslararası otoriteler, bu vazifelerini yerine getirirken etnik ya da dinî perspektiften bakarak davranıyor? Eğer böyle davranmaya hakları varsa yaptıkları işin evrensel olduğunu söylemeye hakları yok demektir. Eğer böyle davranmakta ısrar edeceklerse hem uluslararası metinler hem de uluslararası kuruluşlar, uluslararası meşruiyetlerini kaybetme durumundalar.
Bugün 60 binin üzerinde Filistinli şehit edildikten sonra dünyada sesler yükselmeye başladı. Geçen hafta okuduğum bir rapora göre, yaklaşık 52 dakikada bir çocuk Filistin'de şehit edildi. Bunların arasında henüz kundaktaki bebekler de var. Benim anlamakta zorlandığım şey şu: Uluslararası metinler, evrensel insan hakları bildirgeleri ve bunları korumakla mükellef olan insan hakları mahkemeleri, uluslararası yapılar, daha ne olacak ki müdahale edecekler?"
"Bizimle aynı parametrelerde buluşan bütün kuruluşlarla iş birliğini önemsiyoruz"
Bakan Tekin, son yirmi iki yılda temel hak ve hürriyetler açısından ayrımcılığa yol açan tüm ifadeleri eğitim müfredatından çıkardıklarını, Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli'nin (TYMM) odağına ise insan haklarına, barışa ve dünyaya saygıyı yerleştirdiklerini bildirdi.
Bunun diğer birçok ülkeye örnek olmasını arzu ettiğini belirten Tekin, TYMM'nin başka bir işlevinin de öğretmen ve öğrencilerin dijital okuryazarlığını geliştirmek olduğunu vurguladı.
Tekin, "Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli ile hem felsefi anlamda dünyada insan haklarının, demokrasinin egemen olduğu bir yapıyı inşa etmek için Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak üstümüze düşeni yapmayı referans olarak aldık hem de bugün lansmanını yaptığımız projede olduğu gibi dijital becerilerimizi, öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin ahlaki sınırlar içerisinde geliştirecekleri bir alan oluşturmaya çaba sarf ettik." açıklamasında bulundu.
Eğitim sektörünün yalnızca Bakanlığın çalışmalarıyla yürütülemeyeceğinin bilincinde olduklarını dile getiren Tekin, "İşlerimizi yaparken bize katkı vermek isteyen, bizimle aynı parametrelerde buluşan ulusal ya da uluslararası bütün yapılarla, bütün STK'lerle iş birliği yapmayı önemli başlık olarak kabul ediyoruz." diye konuştu.
Tekin, projeye katkılarından dolayı UNICEF ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu'na teşekkür ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Projemiz inşallah bugün başlamış olacak ama bu projeyi hayata geçirecek, devam ettirecek kuşkusuz en ana aktör, öğretmen arkadaşlarımız. Ben önümüzdeki dönemde de Milli Eğitim Bakanlığının birçok uygulamasında bu tür becerilerin Bakanlık tarafından farklı şekilde değerlendirileceğini, TYMM'nin ana unsurlarının birinin bu olduğunu öğretmen arkadaşlarımıza bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Biz bu projeyi önemsiyoruz. Projenin Bakanlıkta 2 yürütücüsü var. Hem Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğümüz hem de kuruluşunu yeni tamamladığımız Millî Eğitim Akademimiz, bu projenin yürütücüsü olacaklar."
Programda, AB Türkiye Delegasyonu Başkanvekili Jurgis Vilcinskas, UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lutfihak Alpkan, Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, Millî Eğitim Akademisi Başkanı Ali Fuat Arıcı ile Millî Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Mustafa Canlı da konuşma yaptı.
Millî Eğitim Bakan Yardımcıları Celile Eren Ökten ile M. Bilal Macit de programa katılım sağladı.